3 Yaşında Ama Hala Konuşmuyor...

Bebekler dünyaya geldiklerinde dertlerini ağlayarak anlatırlar. Anne babasından ilgi görmek istediklerini anlatmak için çığlıklar atarak ağlarlar. Ağlamalar bir anda başlayabilir. Kimi bebekler ise biraz daha sakin olabilirler.

İkinci aydan sonra bebekler sesleri ayırt edebilirler. Anneleri onların ağlamalarını ayırt edebilir, amacını anlayabilir. Karnı acıktı, altı kirlendi, ben uyandım diyor, kucak istiyor, sesini tanıyor…

Kimi zaman bebekler seslerini tanımak için de ağlayabilirler fakat bu durum kısa sürelidir, uzun süren sebepsiz ağlamalar ile karıştırılmamalıdır.

Ağlayan bebeğe seslendiğinizde hemen susar veya kısık bir tondan ağlamaya, mızıldanmaya devam eder. İşte bu davranışlar, sözel iletişimin ilk adımlarıdır.

Üçüncü aydan sonra ona yapılan hareketlere (ce-e oyunu gibi, konuşmak gibi, şarkı söylemek gibi, sevmek gibi) bilinçli tepkiler verirler, kahkahalar atarlar.

Dördüncü aydan sonra babıldamalar başlar. Yani sessiz ve sesli harflerden oluşan heceleri çıkartırlar (da, ba, ma, de). Kısa süre içinde çıkarttıkları heceleri art arda söylemeye başlarlar (de de de de de, ba ba ba ba ba). Her tekrarda farklı ses tonları kullanırlar.

Altıncı aydan itibaren başkalarının çıkardığı sesleri taklit etmeye başlarlar.

Dokuzuncu ayda çocuğunuzu uzaktan dinlediğinizde biriyle sohbet ettiğini düşünebilirsiniz! çünkü bu aylarda çocuk cümle yapısına çok yakın sesler ile kendisince bir konuşma tarzı üretir. Konuşmaları içinde bazı kelimeleri net olarak duyabilir, aynı kelimeyi haftalar boyunca duyamayabilirsiniz.

Bir yaşındaki bir bebeğin anlamlı olarak kullandığı 5-10 kelimesi vardır.

Bir buçuk, iki yaşında ise 20 kelimeyi kullanabilirler. 2-3 kelimelik cümleler kurabilirler (baba araba, su ver gibi).

İki buçuk yaşına geldiklerinde kullanabilecekleri kelime sayısı 300’e ulaşır. Yani kelime haznelerini 1 yıl öncesine göre 15 kat geliştirirler.

Üç yaşına geldiklerinde yaklaşık 1000 kelime edinmiş olurlar.

Her çocuk farklıdır. Saçının rengi, boyu, kilosu, hoşlandıkları nasıl farklı ise beyninin yapısı ve işleyiş biçimi de farklıdır. Yukarıda belirttiğimiz gelişim dönemleri arasında net sınırlar yoktur. Belirttiğimiz davranışlar bir iki hafta önce veya sonra görülebilir.

Kimi çocuklar ise bu gelişim basamaklarının birinde takılabilirler. Aylar sonra bile bir sonraki basamağa geçemeyebilirler. Konuşmayı öğrenemeyebilir, yaşına göre sözel iletişimde geri olabilirler, kendilerine ayrı bir dil oluşturup onu kullanarak iletişim kurmaya çalışabilirler. Bu durum `gecikmiş konuşma` olarak adlandırılır.

Konuşmasında gecikmeler yaşayan çocuk derdini anlatamadığı için hırçınlaşabilir, kendisine ve etrafındakilere zarar verebilir, diğer gelişim alanları olumsuz etkilenebilir, sosyal bir çevre, arkadaş ortamıoluşturamaz, içine kapanır.

Gecikmiş konuşmalı çocukların sıkıntıları konunun uzmanları tarafından çözülebilir. Bunun için aileden alınan bilgiler ve çocuk ile yapılan değerlendirmeler önemli bilgi verir. Bilgiler toplanıp uzmanlarca incelendikten sonra çocuğa özel bir program oluşturulur ve bu program uzman ile çocuğun bire bir ilgilenmesi biçiminde uygulanır. Aileye danışmanlık sunulur ve programın evde, gidiyorsa okulda uygulanması için rehberlik edilir.

Önemli olan ailenin; çocuğunun gelişimini takip etmesi,

çocuğunun söylenenleri anlayamadığı, çocuğunun akranlarına göre konuşmasının geri olduğu, çocuğunun söylediklerinin herkes tarafından rahatça anlaşılamadığı, ailede daha önce de yaşanmış bu tip sorunların olması gibi durumlarda konunun uzmanlarına başvurması yeterli olacaktır.